Çocuk hakları savunucuları ve eğitim uzmanları, son dönemde çocuklara yönelik alınan kamusal kararların yeterince kapsayıcı ve sürdürülebilir olmadığını belirtti. Sosyal desteklerin zayıflığı, eğitimde fırsat eşitsizliği ve çocuk koruma mekanizmalarının etkisizliği, mevcut politikaların sorgulanmasına neden oldu.
Çocuk Politikalarında Eleştiri Büyüyor: Mevcut Uygulamalar Yetersiz Kaldı
Son dönemde çocukların eğitimi, sağlığı ve korunmasına ilişkin alınan kararlar, kamuoyunda ve uzman çevrelerde ciddi tartışmaları beraberinde getirdi. Özellikle sosyal yardımların kapsamı, eğitimde fırsat eşitliği ve çocukların istismardan korunmasına yönelik tedbirlerin eksikliği, uygulamaların yetersiz ve bütüncül olmayan bir çerçevede kaldığı yönünde eleştirilerle karşılaştı.
Çocuk Hakları İzleme Derneği ve çeşitli sivil toplum kuruluşları tarafından hazırlanan son raporlarda, alınan tedbirlerin kısa vadeli ve yalnızca sembolik düzeyde etkili olduğu vurgulanırken, kalıcı sosyal politikaların hayata geçirilmesi gerektiği ifade edildi.
En Çok Eleştirilen Noktalar Neler?
Uzmanlar ve hak savunucuları, özellikle şu başlıklarda alınan kararları yetersiz buldu:
- Çocuk yoksulluğu ile mücadelede desteklerin sınırlı kalması
- Acil durumlarda çocukların psikolojik ve sosyal destekten yeterince yararlanamaması
- Eğitimde fırsat eşitsizliğinin derinleşmesi (kırsal-şehir farkı)
- Çocuk işçiliğiyle mücadelede yasal yaptırımların zayıflığı
- Engelli çocukların haklarına yönelik özel politika eksikliği
- Koruyucu aile ve bakım sistemlerinin kapasite yetersizliği
Bu başlıklar altında yapılan tespitler, mevcut politikaların sadece mevzuat düzeyinde kaldığını, uygulama ve denetim süreçlerinin ise ciddi açıklar barındırdığını gösteriyor.
STK’lardan Ortak Çağrı: Daha Güçlü ve Kapsayıcı Yaklaşım Şart
Aralarında UNICEF, Türkiye Çocuk Hakları Koalisyonu ve çeşitli baroların çocuk hakları komisyonlarının da yer aldığı birçok kuruluş, hükümetin çocuklara ilişkin politikalarını daha katılımcı, veri temelli ve hak odaklı şekilde yeniden düzenlemesi gerektiğini ifade etti.
Sivil toplumun ortak talepleri arasında şu öneriler dikkat çekti:
- Her ilde aktif çocuk izleme merkezlerinin kurulması
- Çocuk istismarına karşı acil müdahale ve danışma hatlarının güçlendirilmesi
- Eğitim ve sağlıkta bölgesel eşitsizliklerin giderilmesi için ek bütçe ayrılması
- Sosyal hizmet uzmanı sayısının artırılması
- Çocuklara dair kararların alınmasında çocuk katılımının sağlanması
Eğitim Alanında Fırsat Eşitsizliği Alarm Veriyor
Rapora göre, özellikle sosyoekonomik düzeyi düşük bölgelerdeki çocuklar; uzaktan eğitime erişim, okul öncesi eğitim fırsatları, yabancı dil eğitimi ve teknolojik donanım açısından büyük dezavantaj yaşıyor.
Uzman Psikolojik Danışman Gülşah Arıkan, bu durumu şöyle değerlendirdi:
“Çocuklar arasında dijital uçurum giderek derinleşiyor. Bu sadece akademik başarıyı değil, psikolojik dayanıklılığı ve sosyalleşmeyi de olumsuz etkiliyor. Eşit eğitim hakkı sadece okul binalarıyla değil, her çocuğun ihtiyaç duyduğu kaynaklara erişimiyle mümkündür.”
Resmi Kurumlardan Yanıt Bekleniyor
Eleştirilerin kamuoyuna yansımasının ardından gözler, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı’ndan yapılacak açıklamalara çevrildi. Şu ana dek resmi bir yanıt gelmese de bazı yerel yönetimlerin kendi sınırları içerisinde çocuklara yönelik projelerini artırma kararı aldığı bildirildi.
Bu gelişmelerin ardından, çocuklara ilişkin karar mekanizmalarının daha katılımcı ve uzman görüşlerine açık hale getirilmesi yönünde yeni adımlar atılması bekleniyor.