Eski ABD Başkanı Donald Trump’ın 2024 başkanlık seçimlerinde yeniden aday olması, özellikle teknoloji ve yapay zeka (AI) sektöründe küresel rekabeti etkileme potansiyeli taşıyor. Trump’ın yeniden başkan seçilmesi, yapay zeka alanında Avrupa’yı geride bırakma konusunda ABD’nin stratejik adımlar atabileceği anlamına geliyor. Trump’ın ilk başkanlık döneminde teknoloji alanındaki politikalar, inovasyonu teşvik etme amacı taşıyordu ve sektördeki ABD merkezli şirketler için vergi indirimleri, yatırımların artırılması gibi adımlarla desteklenmişti.
ABD, küresel çapta teknoloji liderliğini sürdürebilmek için özellikle yapay zeka alanında üstünlüğünü korumayı ve artırmayı hedefliyor. Trump yönetimi, 2019’da “American AI Initiative” adını verdiği bir stratejik girişimle ABD’nin yapay zeka çalışmalarına yatırım yapma hedefini ortaya koymuştu. Bu girişim, federal kurumların yapay zeka araştırmalarına yönelik finansmanı artırmayı, eğitim programlarını teşvik etmeyi ve inovasyon sürecindeki düzenlemeleri esnetmeyi kapsıyordu. Trump’ın yeniden seçilmesi durumunda, yapay zekaya yönelik bu tür yatırımların daha da artabileceği ve bu alanda Avrupa’ya kıyasla üstünlük sağlanabileceği öngörülüyor.
Öte yandan Avrupa Birliği, yapay zeka düzenlemeleri açısından oldukça katı kurallar getirerek bu teknolojinin etik ve güvenli bir şekilde kullanılmasını sağlamayı hedefliyor. AB, 2021 yılında “AI Act” adı verilen kapsamlı bir yasa teklifi sunarak yapay zekayı düzenlemeye yönelik önemli adımlar attı. Bu düzenlemeler, yapay zeka araştırmalarını yavaşlatabilirken, bir yandan da inovasyon sürecini kısıtlayabileceği endişelerini gündeme getiriyor. Trump’ın yeniden seçilmesi, Avrupa’nın bu düzenleyici yapısına kıyasla ABD’nin daha esnek ve destekleyici bir yaklaşım benimsemesi anlamına gelebilir ve bu da Amerikan şirketlerinin daha hızlı ilerlemesine olanak tanıyabilir.
Trump yönetiminin özellikle ulusal güvenlik alanında yapay zekaya özel bir önem verdiği biliniyor. Yapay zekanın askeri ve istihbarat alanında kullanımının artırılması, ABD’yi küresel güvenlik rekabetinde güçlü bir konuma getirebilir. Bu bağlamda, Trump’ın yeniden başkan olması durumunda askeri alanda yapay zeka teknolojilerine yönelik yatırım ve teşviklerin artması bekleniyor. Avrupa ise bu alanda daha çok insani değerler ve etik kurallar çerçevesinde ilerlemeyi tercih ediyor.
Bununla birlikte, uzmanlar Trump’ın başkan seçilmesi durumunda ABD’nin yapay zeka alanında Avrupa’yı geçip geçmeyeceğinin kesin olmadığını belirtiyor. Çünkü teknoloji geliştirme sadece devlet teşviklerine değil, aynı zamanda özel sektör yatırımlarına ve nitelikli iş gücüne de bağlı. Avrupa, özellikle Almanya, Fransa ve Hollanda gibi ülkelerde güçlü yapay zeka ekosistemleri kurmayı sürdürüyor.
Sonuç olarak, Trump’ın seçilmesi yapay zeka alanında ABD’ye Avrupa karşısında stratejik avantaj sağlayabilir. Ancak bu avantajın sürdürülebilir olması için sadece devlet desteği değil, aynı zamanda uzun vadeli inovasyon politikaları ve iş birliği süreçlerinin geliştirilmesi gerekecektir.